Bu Blogda Ara

28 Şubat 2014 Cuma

TARAF OLMAYAN BERTARAF MI?




17 Aralık süreciyle tutuşan gündem ateşi her geçen gün biraz daha harlanıyor. Kimi zaman tape denen kayıtlarla kimi zaman ağızlardan saçılan cümlelerle. Ne yazık ki tapeside cümleleride kin, nefret ve ayrılıktan hatta kimi zamanda sinkaftan başka bir şey olmuyor.

Kalemimizin mürekkebini kim haklı kim haksız edasıyla harcamaya niyetimiz yok açıkçası.Bununla birlikte birkaç noktaya da dikkat çekmeden edemeyeceğim.Süreç kamuoyunu adeta ikiye bölmüş durumda.Peki kim bunlar?İlkesi Hiç Durmadan Yürüyeceğiz Olanlarla Durmak Yok Yola Devam Diyenler…

Bu ikiye bölünme kendiliğinden nükseden bir durum değil. Zira  daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi bu duruma neden olan temel etkenler çok yönlü ve çok çeşitli olmakla birlikte büyük oranda; bahsettiğimiz bu iki ana aktörün ileri gelenleriyle elbette ki medya.Unutmadan bunlara ek olarak; söylemeden de geçemeyeceğim;aslında bu duruma yol açan  en çokta toplumumuzun taraf olma hastalığı.Demem o ki gündeme uyacağım diye hele de sırf birileri istiyor diye taraf olmak zorunda değilsiniz.Unutmayın sadece hakkın ve doğrunun yanında saf tutun yeter.İnanıyorsanız bu zaten sizin için en büyük kazanç değil midir?Hem ne demişti Cemil Meriç?Ben tarafım doğrunun hakikatin tarafı.Varsın birileri paralel kenarlar çizsin,varsın birileri Benjamin Franklin’in yeşil renkli broşürlerini/afişlerini stoklasın!



Bu tarafgirlik hastalığına tutulan grubun yanında bir de 17 Aralık marka ideo gömlekleri giyenler var tabi.Bunlar fikir ve zikirlerine geçirmiş oldukları bu 17 Aralık marka gömlekleriyle geziyor,uyuyor ve tekrar kalkıyorlar.Öyle ki bu gömlekler onlara göre hiç kirlenmiyor da.Oysaki yanılıyorlar.Her geçen gün bu gömlekler etrafına kirden başka bir şey saçmıyor.Hatta bazıları hızını alamayıp bu gömlekleri zihnine geçirmiş durumda.Öyle ki saplanıp kaldıkları bu ideoloji çukurunda eleştiremiyor,ayırt edemiyor ve liderin nutuklarını indirilmiş bir vahiy olarak algılıyorlar.Eleştiride kabul etmiyor bu güruh.Onlara göre eleştiri yapanlar toptan vatan haini,hepsi birden halk düşmanı.Öyle ki bunlar cemaat bu kumpası kurmak için AKP’ yi bilerek iktidara getirdi ve şayet bir yolsuzluk veya aşırma olayı yapılmışsa da millet için yapılmıştır diyebiliyor bazen de evlere ateşler salabiliyorlar.Ve maalesef bu gömlekleri paklamak ve aklamak için henüz bir deterjan da bulunamadı.Tursili de omosuda fayda vermeyecektir gibi geliyor.Ve sanırım son çare Gergerli Fato ananın arap sabunu.En azından bir deneyelim;kaybedecek neyimiz kaldı ki?

Önemli de bir not düşmek istiyorum:Son olaylarda gösterdi ki artık konjonktür ne modası geçmiş parti gençlik kollarının ne de alternatif yapılarda yer alanların.Şu süreçte yıldızı parlayan bir grup genç var.Kim mi onlar? Non-partizan(partiler ve ideolojiler üstü) duruş sergileyebilen,bu ülkenin farklılıklarına bir ayrılığın keskin uç noktaları olarak değil birer zenginlik olarak bakabilen, beddualar yada sinkaflar yağdırmadan da anlaşabilen,doğrunun yanlışın öznesine bakmadan doğruya doğru yanlışa yanlış diyebilen ve şu günlerde ülkenin her kesimini hakkıyla inceleyip notlarını sağlamca tutan genç dimağlar onlar.Rabbim(cc) yollarını açık etsin.

Sarıklı Voyvoda’dan:

Yiğidim sen yiğit olduktan sonra küheylan bulunur tasalanma.Zira süvari attan anladığı gibi küheylanda yiğitten anlar.Bırak fili,aslanı az ileride hesaplaşsın.Sen aldığın emanetini sahibine sağlam götürmeye bak.Unutma bir kere tevhid kapısından emanet alan takva elbisesini de giymiş olur.O elbiseyi sakın kirletme.Hele kısır tartışmalardan sıçrayan çamurlarla hiç kirletme…Baksana Söğüt çınar olmuş;bağrı yanık Osmancık elindeki o bir tas suyunla seni bekler.Bekletme sakın.Ecdattır gücendirmek olmaz.
                                               (Sarıklı Voyvoda-27.02.2014)

21 Ocak 2014 Salı


Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım



20 Ocak 2014 Pazartesi

Devletin Paraleli İktidarın Benlisi Makuldur

Son günlerde başlayan soruşturma dalgalarıyla ve akabinde gelişen olaylarla doğrusu hepimizin algısı robotik reaksiyonlar veren birer yığına dönmüş durumda.Öylesine tepkisiz,öylesine alacalı,öylesine kontrollü ve öylesine…

Konuyla ilişkili olarak yazılanlar çizilenler  de cabası…Belki de tüm bu kaotik zihin bulanıklaşmasının en büyük nedeni de bu yazılıp çizilenlerdi.Öte yandan gözden kaçmayan bir şey var ki meğersem toplum olarak popülerite dalgasıyla hepimiz en uzmanından birer siyaset bilimci,sosyolog ve din bilimciydik.Peki süreç tartışmalarla sürüp anlık son dakika bültenleriyle devam ederken neler mi oluyor?Gemi kazası sonucu şehit olan askerlerimizin cenazeleri ihmal mi değil mi tartışmalarının altında bir anda gündemden düşüyor,birbiri ardına yaşanan elim ve bir o kadar da manidar helikopter kazalarıyla yitip giden de yine şehitlerimiz oluyordu.Bitmedi!


Polis savcıyı dinlemiyor. Savcı Hsyk'yı dinlemiyor. Hsyk Bakanlığı dinlemiyor. Bakan Başbakanı dinlemiyor.Savcı jandarmayı çağırıyor.Başbakan sandık diyor.Chp adam mı bulamadınız?Diyor.Sarıgül cemaat abileri diyor.İnce Mansur niye?Diyor.Bayraktar beni yakanı yakarım diyor.Sokakta birileri devrim diyor.Kaos olsun iş olsun hesabı yapıyor.Bahçeli ayakkabıyı nereye koydunuz? Diyor.BDP ve HDP süreç bozulmasın diyor.Cemaat!... Benzine zam geliyor.Dolar Euro uçuyor.Piyasalar sallanıyor ve  borsa çakılıyor…İşte tam da burada belki de söylenecek tek şey kalıyor:

Allahını seven defansa gelsin…

Varsın süreç tüm anomalileri ve çelişkileriyle devam etsin kritik ettiğim iki şeyi paylaşmak istedim.
1-Toplum hiç olmadığı kadar adeta bir gündem bombardımanı ve oldu bitti söylemlerle kutuplaştırılıyor;taraf olmaya zorlanıyor…Dikkat etmek lazım.
2-Özellikle Orta Doğu çöllerinde çıktığımız her avare birer bölge hamiliği serüvenimizde dillerimize pelesenk edercesine zikrettiğimiz o çok meşhur devlet geleneğimiz var ya bu aralar kayıp gibime geliyor…Araştırmak,bulmak;bulunca da sorgulamak gerek.Nasıl mı? Bir tarafta emirleri dinlenmeyen Cumhuriyet savcıları öte tarafta buyruk almaz yeniçeriler(polisler) gibi ! Birileri de  acaba hükümran devlet iddiasında bulunacak mı hala?Ya da devlet hiyerarşisinden...


Aslında sorularda tespitlerde uzun uzadıya gidiyor gitmesine ama zaten fazlasıyla muhatap olduğumuz bu konuları çokta zikredip bir döngüde biz başlatmayalım derim.Ve aklımıza gelen tüm  bu soruları ve tespitleri  birer kağıt gemi yapıp Gergerimin mümbit köprüsü Nissibi’nin bir ayağından Atatürk Barajı’na bırakırken tüm durumu özetleyen bir cümle düşüyor önce fikrimize sonra zikrimize…

 Babürname'den: ‘On derviş bir kilimde uyur da  iki padişah bir iklime sığmaz...’

                                                (28.12.2013-Deniz Demir)